Bazen sonuç bellidir. Hatta ona ulaşılması bir zorunluluktur. O sonuca ulaşmak için yapılması gereken tek şey hedefe götürecek adımların belirlenmesidir.
Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz bu darlık döneminde artan personel giderlerinin ciro içindeki payı, son 3 yıl içinde neredeyse 2-3 katına çıkarak tüm şirketlerde faaliyet kârını tehdit eder bir hal aldı. Bu kritik durum karşısında, şirketlerin mevcut alışkanlıkları ve iş yapış biçimleriyle bu soruna çözüm bulmaları neredeyse imkansızdır.
Neden derseniz kısaca açıklayayım:
Bugünkü iş yapış birimimiz bolluk dönemi paradigmalarına göre tanımlanmıştır. Bu paradigmalar bugün için şirketler üzerinde gereksiz yükler oluşturmaktadır. Bu alışkanlıklara sahip birçok yöneticimiz ve çalışanlarımız bu işlerin yapılmasını bir gereklilik olarak görmektedir.
Bu nedenle, verimliliği artırmak için tersine mühendislik prensibini benimsemek ve hedeften geriye doğru çözüm üretmek zorunlu hale gelmiştir. Ancak böylelikle bu önyargılardan uzaklaşılabilir ve artık yapılması finanse edilemeyen işlerden kurtulunabilir.
Somut bir örnekle bu yaklaşımı netleştirelim: Diyelim ki, bir şirketteki personel giderleri cironun %18'ine ulaşmış olsun ve bu oranı sürdürülebilirlik için %12'ye düşürmek gerekiyor. Burada yapılması gereken, %12'lik bu oranı bir nihai hedef olarak kabul etmek ve tüm süreçleri bu hedefe göre yeniden tasarlamaktır.
Bu yaklaşım, her departmanın bu hedefe ulaşmak için kendi iç süreçlerinde nerede, nasıl ve ne kadar tasarruf yapması gerektiğini belirlemesini sağlar. Bu, yalnızca bir maliyet düşürme operasyonu değil, aynı zamanda mevcut kaynaklarla en verimli şekilde iş yapma stratejisidir.
Eğer bu hedefe yönelik, akılcı bir planlama yapılmazsa, verimlilik sonrası kalan çalışanlar yıpranır, işten ayrılmalar artar ve "Her işe yetişeyim" kaygısıyla kritik işler gözden kaçar. En önemlisi, gereksiz işlere gereksiz kaynaklar ayrılmaya devam eder.
Tersine mühendislik yaklaşımı ise, bu olumsuz sonuçların önüne geçerek şirketi hem finansal olarak güçlendirir hem de insan kaynağının daha etkin kullanılmasına olanak sağlar. Darlık dönemlerinde bu hesaplama yaklaşımına neredeyse her konuda ihtiyaç duyacağız.
Bu yüzden kendimizi bir an önce bu yaklaşıma alıştırsak hiç fena olmayacak.
Daha Fazla Daha Az